Lanzarote

Lanzarote

Lanzarote Volkanların Ülkesi

Yerel mimarinin çoğu, adanın eşsiz tabi­atıyla bir uyum içinde. Ada sakinleri, halen geleneksel stilde inşaatlar yapmaya devam etmekteler ve sıkı denetimler sayesinde de Lanzarote neredeyse tamamen yüksek binalardan uzak bir mi­mariye sahip. Bu trend, adanın gelişimi­ni her zaman desteklemiş olan geç dö­nem mimar ve ressamlarından Cesar Manrique'den esinlenmiş. 

LANZAROTE BİYOSFER REZERVİ

1993 yılında, yerel nüfusun adayı olduğu gibi saklama çabalarını desteklemek için, UNESCO Lanzarote'yi "Biyosfer Rezervi" olarak kabul ettiğini duyurdu. Adanın adı büyük ihtimalle, 1312 yılında ilk ayak basan kişi olan Cenevizli de­nizci Lanzarotto Malocello'nun ismi değiştirilerek verilmiş. 1402 yılında Jean de Bethencourt tarafından fethedilen adanın Afrika kıyılarına yakınlığı, Ceza­ir ve Fas'tan gelen saldırılara açık ol­masına ve sonradan başkent olan Te­guise'nin defalarca yağmalanmasına se bep olmuş. Ada aynı zamanda 16. ve 17. yüzyıllarda İngiliz ve Fransız korsanların yağmasına uğramış. Bu saldırılara yıllar boyu süren kuraklık ve volkanik patlamalar da eklenince adanın neredeyse tamamında nüfuz azalması ya­şanmış. Doğal kaynakların yokluğunda halkın ana geçim kaynağı tarım ve ba­lıkçılık olmuş. Geniş dikenli armut üreti­mi ve bağcılık halen devam etmekte. Diğer üretim ürürıleri domates ve tatlı patates. Tarımın ve turizmin gelişmesi su kaynaklarının ciddi şekılde azalması­na yol açmış; ancak 1964 yılında kuru­lan deniz suyu arıtma tesisleri zamanla tüm yerleşim merkezlerine yayılmış, böylelikle günü­müzde su sıkıntısı yaşanmamakta.

Lanzarote Adası neredeyse tamamen bitki örtüsünden mahrum olsa da, pek çok tu­rist bu volkanik tabiatın şekil ve renklerinden büyülen­mekte. Ada, takımadanın en etkileyici turistik mekanla­rından biri olma özelliğini taşımakta. Turizm ve tarımda kullanılan develer, adanın en ilgi çekici özelliklerinden biri. Turistler aynı zamanda burayı plajları için de ziyaret ederler. Lanzarote'nirı kuzey sahilleri sörf yapmak için uygun olmakla birlikte , dalgalar La Santa sahilindedir. Ünlü mimar Cesar Manrique'nin adanın tabiatıyla uyum içindeki ilginç tasarımları adanın bir diğer ilgi çekici yanı.

LANZAROTE DE YANARDAĞ

LANZAROTE LAV KALINTILARI

Montanas del Fuego yani diğer adıyla Ateş Dağları , 1730 ve 1736 yıllan arasın­da, tüm köyleri püskürttüğü erimiş lav akıntılarının altına gömmüş ve adanın bereketli topraklarını katılaşmış lav denizi, gri volkanik kayalar ve bakır rengi kum ile kaplamış.

Günümüzde , lav kalıntıları Lanzarote'nin en ilgi çekici özelliği konumunda. Adanın güneybatısında yer alan bu oluşumlar, 517 m'lik Pico Partido tepesiyle birlikte 1974 yılında kurulan Timanfaya Ulusal Parkı'nın kalbinde yer alır. Şu an  için bu alan oldukça güvenli olmakla birlikte, halen yer altında fokurdayan lav, havada asılı kalan sülfür gazı üfle­mekte. Lav alanları, bir tur rehberi eşli­inde yürüyerek ya da bir deve turunun parçası olarak gezilebilir.

Lanzarote'nin 250 km'lik uzun kıyı şeri­dinde bazıları nudistlerin favorisi olan 30 km'lik kumsallar uzanmakta. Fuerteventura'nın uzun sahillerinin ak­sine, Lanzarote'nin kumsalları genellikle küçük olmakla birlikte altın ve beyaz rengi kumlardan oluşmakta. Güzel kum­sallar özellikle Arrecife kasabasında bu­lunur. Las Cucharas'ın güzel plajı sadece güneşlenmek için değil aynı zaman­da rüzgar sörfü dersleri almak ve bir ge­mi batığına yapılacak keşif dalışı için de mükemmel bir seçim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sarı Deniz Gerçekleri

Büyük Çin Kanalı

LONDRA METROSU